Çanakkale
28 Mart, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.39
  • EURO
    35.13
  • ALTIN
    2243.5
  • BIST
    8955.77
  • BTC
    63331.78$

Son yüzyılın büyük ulus ozanı: Aşık Mahzuni Şerif

Son yüzyılın büyük ulus ozanı: Aşık Mahzuni Şerif
Ardında 453 plak, 58 kaset bırakan ve şiirlerini Dolunaya Tül Düştü kitabında toplayan Aşık Mahzuni Şerif in vefatının üzerinden 18 yıl geçti
Arkasında 453 plak, 58 kaset vazgeçen ve şiirlerini 'Dolunaya Tül Düştü' kitabında toplayan Aşık Mahzuni Şerif'in ölümünün üzerinden 18 sene geçti

İSTANBUL

"Çeşmi Siyahım", "Rey Bizim Eller", "Mevlam Gül Diyerek", "Dom Dom Mermiyi" ve "Mamudo" gibi türküleriyle tanınan Aşık Mahzuni Şerif, vefatının 18'inci senesinde anılıyor.

Reel ismi Şerif Cırık olan Mahzuni Şerif, 17 Kasım 1939'da Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinin bugünkü ismiyle Tarlacık olarak öğrenilen Berçenek köyünde, Döndü ve Zeynel Cırık çiftinin oğulları olarak dünyaya geldi.

Afşin'in Alembey köyündeki Lütfi Mehmet Efendi Medresesi'nde eğitim yaşamına başlayan ulus ozanı, köylerine ilkokulun yapılmasıyla medrese eğitimine vazgeçti ve buradan mezun oldu.

Aşık Mahzuni, 1959'da Mersin 3. Astsubay Hazırlama Okulu'ndan ve 1960'ta ise Ankara Ordu Donatım Teknik Okulu'ndan mezun oldu. Daha sonra Kuleli Askeri Lisesi'ne kaydeden ozan, parasal güçlüklerden dolayı eğitimini yarıda bıraktı.

Saz çalmayı ve deyiş söylemeyi ufak yaşlarda amcası Aşık Fezali'den Behlül Baba bilerek müzik yaşamına başlayan ulus ozanının mahcupluğu sebebiyle, tasavvuf dersleri aldığı Cırık Baba tarafından "Mahzuni" mahlası verildi.

Henüz 17 yaşındayken dayısının kızı Emine ile dünya evine giren Aşık Mahsuni Şerif'in bu konutluluktan Züleyha isminde bir kızı dünyaya geldi. İlk eşinden boşanan ozan, Ankara'da okurken tanıştığı İtalyan asıllı Sovina Suna ile ikinci konutluğunu yaptı ve bu konutluluktan Ferhat, Şirin ve Emrah isimlerinde üç çocuğu oldu. Eşi Suna konutu terk ettikten sonra üçüncü konutluluğunu Gaziantep'te bir ilkokul hocayı olan Fatma Hanım ile yapan Aşık Mahzuni'nin bu konutluluktan ise Derya, Ali Bülent, Şeyda ve Yetiş isimlerinde dört evladı dünyaya geldi.

İlk plağını 1964'te çıkaran sanatçı, bir müddet Gaziantep'te ikamet ettikten sonra göç ettiği Ankara'da Fikret Otyam, Feyzullah Çınar, Nesimi Çimen, Aşık Daimi, Kul Ahmet gibi adlarla toplanmaya başladı. Aşık Mahzuni, Aşıklar Derneğini kurdu, ressam Fikret Otyam'ın ve Gazeteciler Sendikası'nın dayanağıyla konserler verdi.

Aşık Mahzuni, "Dom Dom Mermiyi", "Yedin Beni", "Yuh Yuh", "Fadimem", "Gül Suratlım", "Ciğerparem", "Merdo", "Arkadaşım Arkadaşım", "Han Ayyaş Hancı Ayyaş", "Çeşmi Siyahım", "Palavra Dünya", "Ağlasam mı?", "Abur Cubur Adam", "Katil Amerika" ve "Ekmek Kölesi" gibi bir hayli yapıta imzalaydı.

Aşık Mahzuni, 1972'de aşık ananesinin en büyük temsilcilerinden Aşık Veysel Şatıroğlu'nu Sivas'ın Sivrialan köyünde ziyaret ettiğinde Aşık Veysel tarafından ayakta karşılandı.

12 Mart Muhtırası sonrasında 8 sene süresince sahneye çıkması ve yurt dışına gitmesi menedilen Aşık Mahzuni, sanattan ve türkülerden uzak kalmamak için bu müddet zarfında ufak bir dükkanda plak satmaya başladı ve bu seneleri verdiği bir görüşmede şöyle anlattı:

"Türkü söyleyememek beni çok üzüyordu. Canlı bir balığı tutun ve kumun üzerine atın o balık o denize nasıl bakıyorsa ben de türkülere öyle bakıyordum."

ÜRETKEN BİR OZAN

Duygu ve düşüncelerini sazının yanı gizeme "Milliyet", "Alan", "Anadolu'nun Sesi" gazeteleriyle "Pir Sultan", "Hacı Bektaş", "Kızıldeli", "Ozanca" gibi mecmualardaki yazılarıyla dile getiren Aşık Mahzuni, bazı yazıları ve türküleri nedeniyle birkaç kez mapusa mahkum edildi, iki kez idamla suçlandı.

Aşık Mahzuni Şerif, 1989-1991'de Ulus Ozanları Federasyonu tarafından dünyanın en büyük 3 ozanı arasında gösterildi. Ulus şiirine gönülden bağlanan Mahzuni Şerif, hayatı süresince 453 plak, 58 kaset çıkardı.

Ayrıca Türkiye Radyo Televizyon Kurumu tarafından hakkında çekilmiş 2 dokümansal olan ozan, 2001 seneyi başlarında Almanya'nın Köln kentinde kalp ve solunum yetmezliği sebebiyle yoğun bakıma alındı. Ulus ozanı, aynı senenin mayıs ayında sağlık kurumundan taburcu edilse de bir sene sonra 17 Mayıs 2002'de, 62 yaşındayken yaşama veda etti.

Aşık Mahzuni, vasiyeti üzerine Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesindeki Hacı Bektaş Veli Külliyesi'nin yakınında Çilehane ismi verilen yere defnedildi.

GÖNÜL DAĞI'NDA BULUŞTULAR

Aşık Mahzuni Şerif ile şair Abdurrahim Karakoç'un arkadaşlığı oldukça dikkat sürükler. Oğuz Karakoç bu gidişatı şöyle geçer kayıtlara:

"Şehrimiz Kahramanmaraş ’ta yayın yaşamını sürdüren mahalli Birlik TV ’de 1997–2000 ’li senelerinde “Edebiyata Gönül Verenler” ve “Gönül Telimizi Titretenler” ismi altında programlar yapıyordum. “Gönül Telimizi Titretenler” programını aynı zamanda hoca olan, hoş saz çalan, Âşık Mahzuni Şerif hayranı ve onun yapıtlarını dilinden düşürmeyen hoca Nevzat Başkonuş ’la beraber hazırlıyordum.

Program süresince ben, Şehrimizin yetiştirdiği ulus şairi, hiciv ve laf ustası Abdurrahim Karakoç ’un şiirlerinden, Nevzat Başkonuş ise âşıklık ananesini sürdüren, doğru bildiğini söylemekten çekinmeyen Mahzuni Şerif ’in türkülerinden okuyordu. Şehrimizin iki şöhretli adını yapıtlarıyla bu programda bütünleştiriyorduk. Değişik kulvarlarda gözüken bu iki kıymetli üstadı programımda birleştirmiştik. O yarıyıllarda her ikimiz de farklı kesimlerden tepkiler aldık, böyle bir şeyi nasıl yaparsınız diye.

Aradan birkaç sene geçmişti ki Kanal 7 TV ’de program yapan Devlet Sanatçısı Bayram Bilge Tokel “Gönül Dağı ”Programına Abdurrahim Karakoç ve Âşık Mahzuni Şerif ’i misafir etti. Bu program büyük eko uyandırdı. Türkiye ’de böyle bir şey ilk kez oluyordu.

Programın başlangıcında, Âşık Mahzuni Şerif, Abdurrahim Karakoç için “Sevgili üstadım Karakoç sanat yaşamına benden evvel başladı. Ondan etkilenmedim desem yanlış olur.” derken Abdurrahim Karakoç ise Mahzuni için “Hemşerim olmasından onur dinliyorum. İkimiz de kendi çizgimizde, mertçe yiğitçe, inandığımızı yorumladık, inandığımızı söyledik. Ama hiç kimseye hasar vermeyi kastetmedik, yapıcı olduk.” diyordu."

Seneler sonra sağlık kurumunda uyumakta olan Aşık Mahzuni'yi ziyarete giden Abdurrahim Karakoç, ziyaret sırasında aralarında geçenleri şu biçimde anlattı:

"Kar sesi üstüne Mahzuni ile bir saate yakın konuştuk, tartıştık. Kar sesi ne demekti. Karın rengini değil de niçin sesini söz konusu ediyor şair. Karın sesi nasıl bir şey? Sonunda Mahzuni bir övgü yaptı bana: 'Lambada titreyen alevin üşüdüğünü yazan kar sesini de bulur."

"TAM DÜNYA TANIMALIYDI ONU"

Sanatçı Sezen Aksu, şöhretli ozanın ölümünden sonra 2006'da çıkarılan "Mamudo Kurban" albümü için kaleme aldığı değerlendirmede şunları kaydoluyor:

"En az herkes kadar sevdim türkülerini, şiirlerini, yaşamı bir çırpıda özetleyen laflarını. Ama sanırım en çok adaletinden hoşlandım, doğuya, batıya, kimseye yandaş olmadan, ayırmadan, yanımızda ve içimizden biri oluşunu. Doğruya ters düşene verdiği çabayı, başkaldırıyı. Haksızlığa uğradığı tam yaşadıklarına rağmen yılmadan, kızmadan hatta kırılmadan, insanı ve ona ait tüm kıymetleri hoşlanıp, gözlemesini. Gayret ederken kükreyen sazının, aşkı ve sılayı anlatırkenki narinliğini. Artık fizik olarak aramızda değil ama ne güzel ki bu albüm bir yandan yaratıcının ebediliğini ebediye kadar andırdırırken, bir yandan da güç zamanlarda tutunmak için çırpındığımız yaşam ağacının en eforlu dallarından biri olarak ümidimizi taze yakalayacak. Bu surattan tam dünya tanımalıydı onu. yeterince sahiplenip de hakkıyla ibraz edemedik şimdiye dek. Aşık Mahzuni Şerif'e ve kültürel geçmişimize bir borç olan bu çalışmanın bu yetersizi kapatmasını umuyorum."

Müzisyen Metin Turan, Mahzuni Şerif'in sanat kavrayışına ait, "Aşık Mahzuni, Yunus Emre, Şah Hatayi, Pir Sultan, Kul Himmet, Köroğlu, Karacaoğlan, Dadaloğlu, Aşık Veysel silsilesindeki ulus ozanı birikimimizi Nazım Hikmet, Ahmed Arif, Enver Gökçe, Hasan Hüseyin, Cahit Külebi gibi modern şiirimizin ustalarıyla bütünleştirmiş birisidir. Bu bakımdan da onun benimsenmesi, tam bir Anadolu kültürünün anlaşılması gibidir." değerlendirmesinde bulunuyor.

Bingöl Üniversitesi Dr. Öğretim Azası Yılmaz Irmak ise "Aşık Stili Şiir Ananesinde Aşık Mahzuni Şerif ve Şiirleri" adlı yapıtında, ulus ozanının yazdığı şiirlerden bestelediği türkülerin yaşadığı yarıyıldaki insan acılarına odaklandığına dikkati sürükleyerek, "1950'li senelerden itibaren ülkemizde başlayan sanayileşme ve köyden şehre göç olgusuna bağlı olarak bazı kırılmalara ve metamorfozlara uğrayan aşık stili şiir ananeyi, 1960-1980 seneleri arasında Türkiye'de baş gösteren cemiyetsel ve politik hadiselerden etkilenmiştir. Bu tesirleri, Aşık Mahzuni Şerif ’in şiirlerinde de görmek muhtemeldir. Ananenin yoğun olarak tekerrüre düştüğü bu yarıyılda kendine has bir üslup ile sanatını ortaya koyan ozanın yaşadığı yarıyıldaki sosyal ve politik hadiseler, sanayileşme, göç, şehirleşme, gurbet olgusu, askeri darbeler, kazanç dağılımındaki haksızlıklar ve emekçi meseleleri gibi mevzular, onun şiir âlemini ve şiirlerini ürettiği bağlamı tanımlama noktasında bize destekçi olmaktadır." ifadelerine yer veriyor.

YAPITLARI

Aşık Mahzuni'nin albümlerinin başlıcaları arasında, "Gel Saklı Saklı", "Zincirli Vize", "Fadimem", "Asabi Mahkum", "Dom Dom Mermiyi", "Benim Neyim Var", "Barışak" ve "Son Acı Orta Doğu" bulunurken, türkülerinin yanı gizeme özgür vezinde yazdığı şiirleri "Dolunaya Tül Düştü" isimli kitabında topladı.

Anadolu Ajansı

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!