Mülteci politikasının sonucu insanlık dramı

Mülteciler Avrupa Birliği’nin mülteci politikalarının sonucunu, barınma ve beslenme gibi en temel ihtiyaçlarından mahrum kalarak ödüyor.

Demet ARAN

ANKARA (Anayurt) –  Yunanistan’a bağlı Midilli Adası’nda yer alan ve geçtiğimiz günlerde çıkan yangınla küle dönen Moria Kampı’nda kalan 12 bin mülteci barınma ve beslenme gibi temel haklarından mahrum kaldı. Ada sakinleri mültecilerin ada merkezine gelmesini istemezken mülteciler sığındıkları ormanda yaşam mücadelesi veriyor.

Mültecilerden sivil toplum kuruluşlarına (STK) “Yiyecek yok, bütün eşyalarımız yandı, sokaktayız, ormanda kalıyoruz, tuvalet bile yok” içerikli çok sayıda mesaj geldi. Ancak mültecilerin çevresine yığınak yapan polis yetkilileri içeriye STK’ların girmesine izin vermiyor.

Anayurt’a konuşan Mobile Info Team gönüllüsü Av. Damla İlbaş Yunanistan’da yaşananları AB’nin mülteci politikaları ışığında anlattı. STK’ların kamplara sokulmadığını ifade eden İlbaş, şöyle konuştu:

“AB’nin politikası neyse onun yansıması burası da. AB’nde başkanlık Almanya’da. Gelir gelmez söyledikleri ilk şey mültecilerin AB’ye girişinin engellenmesi oldu. O yüzden Yunanistan’a daha çok asker gönderiyorlar. Sınırda inanılmaz kontrol var ama ona rağmen insanlar geçmeyi başarıyor. Türkiye üzerinden gelenlerin geldiği ilk yer adalar oluyor. Adalar zaten küçük. Örneğin Kos Adası’nda mülteciler için ayrılan yerin kapasitesi 800. Şu anda orada 8 bin kişi yaşıyor.”

KAMP SAYILARI ALARM VERİYOR

Yunanistan’ın Midilli, Kos, Chios, Samos ve Leros adalarında mültecileri hızla tespit edebilmek, kaydetmek  ve onları yönlendirmek için kurulan hotspotlar var. Ancak bu hotspotlar uygulamada yeterli olmadı, süreci uzattı ve kapasitesinin çok üstünde bir mülteci akınıyla karşılaştı. 2016 yılında açıklanan mülteci sayıları da bu yetersizliği gösteriyor:

Midilli’de kapasite 2 bin 840, mevcut mülteci sayısı 18 bin 615 Chios’ta kapasite bin 14, mevcut mülteci sayısı 5 bin 782, Samos’ta kapasite 648, mevcut mülteci sayısı 7 bin 765, Leros’ta kapasite 860, mevcut mülteci sayısı 2 bin 496, Kos’ta kapasite 816, mevcut mülteci sayısı 3 bin 765.

Kos Adası’yla ilgili bir rapor hazırladıklarını söyleyen İlbaş Kos’taki tehlikeyi şöyle dile getirdi:

“En büyük kamp Moria idi. O Midilli’de. Onun için çok dikkat geçiyordu. Kos Adası daha küçük. Koşulları Moria’dan daha kötü. Çünkü gelen herkesi defacto gözaltına alıyorlar. Kapalı bir alanda tutuyorlar. Sokakta kalmak yasak Kos’ta. Adaya gidenler prosedürlerin uzun sürmesi nedeniyle 6-7 ay çıkamıyorlar. Prosedürün 1 yıldan fazla sürdüğü de oluyor.”

İlbaş, Yunanistan’da mülteci karşıtlığının yansımalarını küçük de olsa şu örneklerle anlattı:

“Mesela mültecilerden bize çok sayıda mesaj geliyor. Otobüslerde Yunanlara maske cezası kesilmezken onlara 150 euro idari para cezası kesildiğini söylüyorlar. Perşembe akşamı her yerde insanlar eğlenirken sadece1 tane mekanın önünde pek çok polis vardı. Ne oluyor diye gittiğimizde sadece oradaki insanları maskeleri var mı diye kontrol ettiler. Civarda oldukça dolu çok sayıda bar olmasına rağmen sadece oraya girdiler. Çünkü diğer barlara mülteciler gitmiyor. Kebapçıydı girdikleri mekan. Sahibi de Pakistanlı. Sadece onun yerine girip oradaki insanları kontrol ettiler.”

EN İYİ YER SELANİK

Yunanistan’da mülteciler için en iyi yer İlbaş’ın anlatımına göre Selanik. Çünkü burada halk mültecilere oldukça yardımsever davranıyor. Şehrin en büyük parkında kalan mültecilere halk sıklıkla yiyecek yardımında bulunuyor. İlbaş buradaki bir yardımseverlik örneğini şöyle ifade etti: “Geçen hafta sonu Türk bir mülteciyle tanıştım. Tesadüfen bir Yunan aile ile tanıştığını, ona işe ihtiyacı olup olmadığını sormuşlar. Parkta kalmaması için ona bir otel odası ayarlayıp 2-3 aylık ödemesini yapmışlar. Bir de restoranla anlaşmışlar. Tatildeyken bile restoranı arayıp teyit ediyorlarmış.”