Oğuz Güler
ANKARA (Anayurt) - Geçen yıl 3 kez tam sayfa Ekonomi sayfamızda çok önemli Tarımsal konulara değindik. Medya takip merkezleri basın müşavirleri vasıtası ile bakanlık yetkilisinin masasına koyacağını bildiğimiz bazı konuları 3 kez tam sayfa ele aldık. İlki 24.6.2019 tarihinde "Tarım bakanlığı rafta yeşil yemi yaygınlaştırmalı" başlıklı tam sayfa yazımızdı. İkinci tam sayfa yazımız ise 1.10.2019'da "Taşlık arazilerin tarıma kazandırılması" ile ilgiliydi ve üçüncü tam sayfa yazımız 14.10.2019 tarihinde ve "Tahılları çimlendirilerek elde edilen gübresiz, gaz yapmayan tam organik çok ucuz yem" olduğunu anlatan yazımızdı.
Şimdi yem sanayicilerini ve yem tohumu satanları kızdıracak bu geniş yazımıza gelelim. Rafta yeşil yem rafta çimlenmiş arpayı kulübede sadece sulayarak elde edilen taze günlük ot ve gaz yapmayan ve 1 kilosu 20 kuruşa mal olan bir kaba yemdir. Vaz geçelim demiyorum ama %60 sindirilebilir Mısır silajının kilosu 50 kuruş yani sindirile bilirliği yüzünden 80 kuruş sayılmaktadır, samanın kilosu kışın 1 lira ve Yoncanın kilosu 1,5 lira ise ve Rafta yeşil yemin kilosu 20 kuruş, Maralfalfa'nın 1 Kg'ı 5 kuruş ise yem sanayicileri şaka bu ya beni, Kamil Atıcı'yı, İsmail Ceylan'ı ve Veteriner Ahmet Mert beyi yok etmek isteyebilirler. Ama tam sayfa bu konuları yazsak da yetkililer "yaz buza koy güneşe" formatından bir türlü kendini kurtulamadı. Bazı tohum firmaları Maralfalfa'dan bahsederek kendilerini arayanları İtalyan çimlerine yönlendirme oyununu oynamaktalar. Çünkü İsmail Ceyhan bey bir rastlantı sonucu bu ürünü ülkemize getirmeseydi bize bu ürünü kazandıran inanın olmazdı. Şimdi yılda 50-60 ton civarı verimli otu olan Maralfalfa'nın ülkemize gelme serüvenine bir bakalım;
Arabistan’da Bir Firmada çalışan İsmail Ceylan, firması tarafından Hindistan'a gönderilir. İsmail beyin aynı zamanda kurduğu 120 sağmal bir süt işletmesi vardır Adana Ceyhan'da. Kendisi yurt dışındayken çiftliğine sürekli yem giderlerini karşılamak için kazandığı paraları aktarmaktadır. Yem maliyetlerinin yüksek olması İsmail beyi sürekli bir araştırmaya itti. Orada olduğu sürece Hindistan'ın Süt üretiminde dünyanın söz sahibi olduğunu anladı. Bu çok süt veriminin altında yatan sebep nedir diye araştırırken Hindistan ve uzak doğu bölgesinde NAİPER, Afrika da Fil otu, Bolivya, Arjantin, Şili, Brezilya gibi güney Amerika kıtasın da Maralfalfa olarak adlandırılan bu mucizevi yem bitkisiyle tanıştı. Çalıştığı Arabistan'a dönünce orada bir yıl bu otun ekim denemesini yaparak mükemmel sonuçlar aldığını gördü.
Daha sonra yanına aldığı 6 uzun çelikle Türkiye'ye bu otu getirdi. İki yıl bu kaba yem ot ekim denemelerini yaparak bu otun ülkemizde özellikle sahil şeridimiz, Trakya ve Harran ovasında çok iyi yetişebileceğini, ayrıca ülkemizin çok büyük bir kaba yem açığının olduğunu da hesaba katarak yerli çelik üretimi başladı. İlk yıl uğraşısını 500 m2'ye ve oradan elde ettiği 75-80 bin çubuğu bu yıl dekara 4 bin çelik ekerek işi geliştirme durumuna geldi. Bu yıl 20 dekar yer ekip bundan 4000 dekarlık hamle ile önümüzdeki 2021 ilkbaharında ülkemize otun yayılması için planlı üretim için çelik satışını 2021 sonbaharında başlayabilir. İsmail beyin Türkiye hayvancılığını kaba yem sorunundan kurtararak hayvancılığımızı ihracat yapar seviyeye taşımak için gösterdiği gayretler için kutluyorum. Bu ara bazı yem tohumu ve sanayi yemi satanların sabotajına maruz kalabileceği endişesi ile şu anki ürününü ciddi derecede korumasını öneririm. Maralfalfa PIRLANTA, Rafta yeşil yem ise elmastır bunu unutmayın. Bu 2 önemli bitki ülkemizin tarımda dönüm noktasıdır.
Başka kaba yem tohumculuğu işi ve kesif yem ticareti yapan hiçbir firma maralfalfa tohumu veya çeliklerinin ülkeye getirilmesini istemez. Çünkü Maralfalfa güney ABD'de 80-100 ton Afrika'da dekara 150-200 ton verimli bir yem bitkisi.ve Diğer yem bitkilerinin tohum ve yem ticaretini yapanların yatırımları elbet yarıya inecektir. Bu yüzden bu 2 kaba yemin yaygınlaşması onlar için sıkıntıdır. Maralfalfa yaygınlaşırsa 1 kez ekiyorsun en az 7-8 sene biçiyorsun. Yani çok yıllık bir bitki Maralfalfa-Fil otu. Kaynaklarda tohumu var ama 1.000 tanesi yarım gram ve ekimi çok zor bir ürün olduğundan tohumdan üretim sıkıntısı yüzünden valizinde çelikleri Adana-Ceyhan'da ki çiftliğine getiren İsmail Ceylan dışında bu konuya sevdalı birileri şimdilik yok. Ama ben bu 2 bitkinin sevdalısı ve belalısıyım bunu kimse unutmasın. Dekara verimi parmak ısırtan cinsten. Tohum satan kişiler üzerine basa, basa kışın Reygras ek, yazın Tefgras ek derler ama şeker sorgum, mısır silajı vs. diye insanlardan senede 2 kez çift tohum parası verdirmek istediklerinden Fil otu ve rafta yeşil yem elbet onlar için tehlikeli.
Türk hayvancılığının gelişmesi Rafta Yeşil Yem yani RAYEY ile Maralfalfa olduğu kesin bir gerçek. Mısır silajı, Yonca ve şeker Sorgun’dan ise vaz geçilsin asla demiyorum. Ama çeşitlilik açısından mısır silajı, yonca ve şeker sorgumu doğru ve yedirilmesi gereken ürünler ama MARALFALFA yani FİL YEMİ ve RAYEY bu ürünlerin tüketimini 2. plana çekeceği kesin. Bu arada samanda bulunan ve sindirimi arttıran bakteriler yüzünden samandan da vazgeçmenin yanlış olacağını burada yazmalıyım. Saman bakterileri olmasa sindirim ve emilim çok azalır bu yüzden saman besleyici olmasa da sindirim kalitesi için çok önemlidir. Bu 5-6 bitki kaba yem olarak hayvancılığımıza önemli katkılar sağladığı kesin ama bunların ucuz ve verimli olanını tercih etmeliyiz. Bu 5-6 bitkiden güzel karmarasyon yapılırsa Kesif yem miktarı da azaltacağından ve çok ucuz olan başta saydığım 2 yem ile tüm dünyada et, süt ve yumurta fiyatlarının %25 inmesi sürpriz sayılmamalı.
Çünkü Maralfalfa'nın kilosu 5 kuruş olursa tonu 50 lira demektir ve bunun yanında kulübede yetiştirilen RAYEY'in kilosu 20 kuruş ise niye kilosu 1,5 TL olan yonca ve sindirilebilirliği yüzünden kilo bazında 80 kuruşa mal olan Mısır silajı gibi kaba yemleri de azaltmak bu 2 ürün yüzünden et, süt ve yumurta üretimi BİZDE ve tüm dünyada çok ucuzlayacağı kesin. Bu suyu az tüketen RAYEY ve üretimi çok verimli olan Fil otu küresel ısınma, su, iklim değişikliği ve açlıkla mücadeleye çok katkı sunacağı kesin. Burada 100 büyük ülkenin Tarım bakanlarına bu 2 ürünün arka planı ve avantajları ülkemiz de yapılacak büyük bir konferansla anlatılınca dünyada bazı tarımda taşların yerinin değiştiğini göreceğiz. Reygras ve Tefgras ile çiftçimizin bir kısmını yanılış yönlendirenlerin olması çok üzücü. İsmail Ceylan beyefendiyi tebrik ediyorum. Çirkin yaklaşımlı bir tohumculuk firmasının İsmail bey'in Fil otu için iftirai bir yaklaşım göstermesine "it ürür kervan yürür" demekten başka bir söz söylenemez. İsmail bey benim gözümde kalenin surlarında çok başarılı bir delik açmıştır tebrikler.
Bu bitki gibi biyolojik ürünlerde patent almak mümkün değildir. Sadece 5553 sayılı Tohumculuk kanunu çerçevesinde bitki ıslahçı hakkı ile bitki tür ve çeşitleri üretim hakları alır ve korunur. Tohumculuk işi kısa vadeli ve stratejik düşünülmeden yapılabilecek bir iş değil. Uzmanlık, sabır ve yatırım gerektirir. Hiçbir yerli ve milli Tohumcu meslektaşım memleketimizin menfaatine olan bir projenin önüne taş koymamalıdır. İsmail beyde uğraşılarını kimseye kaptırmamalıdır.
Daha fazla verim, ucuz et, süt ve yumurta istiyorsanız, maralfalfa ürünü ve Arpadan yeşil yem çimeni en iyi seçenek. Daha ucuz üretim maliyeti ve daha fazla besin olgusu bu 2 bitkide. Bu 2 bitkide hayvanlarda gaz salınımı en aza indirgeyen bir yapıları var. Rafta yeşil yem ile 2 litre su ile 1 kg ürün üretilebilmektedir. Diğer tarlada yetişen bitkilerden Maralfalfa mısır silajı ayarında su istediği bilinmekte ama mısır silajı ve yonca 65-67 litre su ile 1 kg ürün oluşabilmektedir. Rafta yeşil yemin kilosu 20 kuruşun altına mal olurken en büyük avantajı taze ve tarlada yetişmeyip ahırda veya evin yanındaki tesiste gübresiz 2 litre su ile yani organik yetişmesidir. Maralfaafa ise kilosu 5 kuruşun altında mal olan bir bitkidir ve %18'lere varan protein içermesi besin değeri çok yüksek ama çok su ile üretilse de verimi yüzünden mısır silajı yerine yetiştirilmesi daha mantıklıdır. Maralfalfa çok yıllık bir bitki olduğundan yılda ülkemizde 3 biçim ot alınabilmekte. Otu ucuz olduğundan ve iştahla yenebildiğinden litrelerce fazladan süt, et ve daha fazla yağ ve proteik içeriklere sahip et, süt alınabilmekte. Maralfalfa çok karlı ama verimli ekim olgusu kış ayı eksi 12'in altında olan yerlerde yetişmeyeceğini bilmekte fayda var.
Maralfalfa bizde ilk ekildiğinde İspanya'da ki gibi ilk ürün biçimi en az 80-90 gün içinde yapılabilir. Ancak ürün ekildikten sonra çok sayıda kök üretme (bir çelikten 22 sap) yani çokça kardeşlenmektedir. Bu ürün ilk hasattan sonra daha da fazla kardeşlenmekte ve her 50 günde bir hasat yapılabilir hale gelmekte. Sürdürülebilir bir hayvancılık için, daha kaliteli ve ÇOK ucuz ot üretmek gerek. Bu ürün dünyanın birçok ülkesine yayılmış olup Afrika'da bile üretimi var. Hatta orada fil otu derler ki filleri doyurabilecek kapasitede verim veren tek kaba yemdir. Maralfalfa Pırlanta ve Rayey Elmas dersek sanırım yapacakları ucuzlama ile enflasyonun ciddi oranda düşmesine etki edeceğini unutmayalım. Maralfalfa'ya Türkçe bir isim takmak gerekirse bilinen "fil otu" ismi benden armağan olsun.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.