Çanakkale
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    31.94
  • EURO
    34.50
  • ALTIN
    2336.1
  • BIST
    8960.89
  • BTC
    65754.82$

İktidarsız bir hayat ve ahlak düşünmeliyiz

İktidarsız bir hayat ve ahlak düşünmeliyiz
Yazar Mine Söğüt, son kitabı Alayına İsyan’da egemen düşüncelere değinerek günümüz iktidar ilişkilerini eleştiriyor. Söğüt, “İktidarsız bir hayat ve ahlak

Yazar Mine Söğüt, son kitabı Alayına İsyan’da egemen düşüncelere değinerek günümüz iktidar ilişkilerini eleştiriyor. Söğüt, “İktidarsız bir hayat ve ahlak düşünemedikçe hep aynı tuzaklara düşmeye devam edeceğiz” diyor.

İktidarsız bir hayat ve ahlak düşünmeliyiz

Oğuzcan Ünlü 

Güç ilişkilerini belirleyen pek çok güncel etkenden bahsedebiliriz. Ancak bu ilişkilerin dışında kalan, karşı çıkan ve bunlardan muzdarip insanlar da var. Yazar Mine Söğüt, Can Yayınları’ndan çıkardığı Alayına İsyan kitabında bu insanlara sesleniyor ve bir yandan bu insanların isyanını anlatıyor. Söğüt ile kitabına istinaden, düzen dışı düşünmek ve hareket etmenin ne demek olduğunu konuştuk.

► Alayına İsyan’da egemen eril kültürden, insan merkezli türcülüğe, çeşitli kimliklerin ötekileştirilmesinden, şiddet kültürünün kendisine ve ekolojik yıkımdan kapitalizmin yok edici iktidarına uzanan birçok konuya dair sert eleştirilerinizi dile getiriyorsunuz. Bu kitap eski gazete yazılarınızın derlemesinden öte ne anlam ifade ediyor?
Nesil olarak sorumlusu olduğumuzu düşündüğüm ve aynı zamanda mağduru da olduğumuz bir kötülük çağının aşırı gerçekçi kaydı belki... Cumhuriyet’te yazmaya başladığım 2013 yılından bugüne kadar geçen süreç aslında cumhuriyet tarihinin ilk günlerinden beri başa gelmesinden korkulan her şeyin nihayetinde çığ gibi üzerimize yığıldığı bir süreç. O yüzden bugün altında nefessiz kaldığımız bu ağırlığın yuvarlanma güncesi gibi yazdıklarım.


ÖTEKİ DE BEN DEMEK

► Sistemin bizi her alanda kuşatan iktidar çeşitlerine karşı nasıl mücadele edebiliriz?
İktidar kavramını topyekûn dışlayarak. Bu da temel ahlak kavramını alaşağı etmek anlamına geliyor. O yüzden bugünkü insanlığın bilinçli olarak kalkışacağı bir iş gibi görünmüyor. Ama iktidarsız bir hayat ve ahlak düşünemedikçe hep aynı tuzaklara düşmeye devam edeceğiz. Mülkiyet ve mahremiyeti bir korunma bahanesi olarak kodlayan insanlığın, öteki yaratmadan kendini var etmesi mümkün değil. Öteki demek de ben demek. Yasalarıyla, inançlarıyla, gelenek ve görenekleriyle devamlı birbirine “ben”, “biz” ve “benim” ya da “bizim” diyen ve evinden ülkesine, ilişkilerinden isteklerine kadar her şeye kalıplaşmış sınırlar çizen, o sınırları da top ve tüfekle korumayı hak bilen insan asla iyi bir insan olamaz.

► Özgürlük sizin için ne demektir?
Bağımsız düşünebilmek ve düşündüğünü ifade edebilmek. Hiçbir korku ya da endişenin rüzgârına kapılmadan, tehditleri kâle almadan...

► Deli Kadın Hikâyeleri ve Beş Sevim Apartmanı kitaplarınızda modern rasyonel aklın içine sığamama halinin çeşitli örneklerini görüyoruz. Kitaplarınızda bunu çeşitli metaforlar kullanarak yapıyorsunuz? Bu metaforların ortak özelliği nedir?
Sanırım ortak özellikleri, çok da görünmez olmayan o sert gerçeklerle yüzleşmeye net bir davet içermeleri. Aynaya baktığınızda kendinizde göremediğimiz o sert gerçeklikleri, dolaylı düşüncelerde, farklı varoluş hallerinde, inançlarda, masallarda aynalayarak çoğalttığınız zaman hem kendiniz için hem de okur için meselelere farklı açılardan bakma alanları yaratırsınız. Böylece kökleşmiş, kalıplaşmış değerleri alaşağı etmek kolaylaşır. Ve yüzleşmenin kapısı aralanır.

iktidarsiz-bir-hayat-ve-ahlak-dusunmeliyiz-759228-1.


BİZİM NESİL AĞIR BİR FATURA ÖDÜYOR

► Eski bir röportajınızda, Şahbaz’ın Harikulâde Yılı 1979 kitabınız hakkında konuşurken, “Bizi bugüne götüren temel dönüşüm 1980’lerde yaşandı” diyorsunuz. Bu dönüşümü biraz açar mısınız, 1980’lerde Türkiye’de ve dünyada ne oldu ve bugünü nasıl etkiledi?
Sol ideolojilerin içleri boşaltıldı ve sağcılar, “Çok istiyorsanız biz size sol değerleri temsil eden yepyeni, pırıl pırıl yapılar kurarız” diyerek insanlığın aklını bulandırdılar. Bugünkü uygarlık, sağın çatıştığı solla dengede olduğu zaman ortaya çıkan bir enerji temeli üzerine yükseldi. O enerji birden yok oldu. Onun yerini her alanda hakimiyeti ele geçiren, geçmişin en azılı solcularının bile kalbini basit hilelerle çalmayı beceren sağ enerji aldı. Eğer sol ve sağ ideolojiler birlikte sahneden çekilseler ya da birlikte başka bir şeye dönüşselerdi o denge bozulmazdı. Bizim neslimiz şu anda sadece bu ülkede değil tüm dünyada bu dengesizliğin ağır faturasını ödüyor.

► İsyan ne zaman başarıya ulaşır? Ya da isyanın başarıya ulaşması şart mıdır?
İsyan başarıya ulaşmaz. İsyan sadece insanın aklına başka şeyler de olabileceğini sokar. Yaşanan düzenin aslında “iyi” bir düzen olmadığını hatırlatır. Sorular sorabilecek, cevaplar arayabilecek ve başka şeyler isteyebilecek insanı, susan ve yetinen insana çeviren sistemin çarkına çomak sokar. Başarı... Artık her neyse o... İsyanın değil ancak isyanla gözü açılabilecek insanın isyandan sonraki zorlu meselesidir.

(Kaynak: birgun.net)

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!