DÜNYA DAMLASIItalo Svevo’dan “Cömert Şarap”Kitaplar Adası’na bizden bir-iki romanla tek bir öykü kitabı alıyorum son yıllarda, hadi yağmur yağmasın iyi ama damla da mı düşmesin dünyadan adaya?Madem Dostça İlhan’ın meyhane anılarından girdik, şaraplı bir anlatıyla sürdürelim yazıyı. Değil mi bayram haftası, gelsin o halde sofrası.Zeno’nun Bilinci (Çev.: Neyyire Gül Işık, Can, 1998) adlı romanıyla tanıdığımız Italo Svevo’dan, dilimize ilk kez çevrilen Cömert Şarap (Çev.: Ersan Üldes, Kafka, 2019) adlı yapıta getireyim sözü. “Anlatı” denilse de daraltılmış roman, hatta öykü türüne özgü okunabilirlik sergileyen bir metin bu yine de. Ersan Üldes, yerli yerinde, doygun bir “Sunuş” eklemiş ayrıca yapıta.Anlatıcı, karısının yeğeni için verilen “evlilik arifesindeki akşam yemeği”ndedir. Hastalığı için “maruz kaldığı(.) perhizi” olsa da karısı, doktorundan “o gece herkes kadar yiyip içebilme(si) için izin almışı(r).” (17, 19)Akşamki yemekle sonrası, kolayca kestirilebileceği gibi anlatıcı için kendi “özü(n)ü inşa etmeye uğraş(makla)” geçer. Bu, kendi ben’ini deşerken, sonuçta ötekileştireceği yakın-uzak akrabaları ya da dostları, tanıdıkları didikleme, anlamına gelecektir. Ama “konuşmadığı(.) zamanlarda durmadan içtiği(n)i hiç kimse fark etme(z)” bu arada (23, 24)“Devrim ideali” taşıyan anlatıcı için böyle bir çatışmayı göze almak, “bağımsızlığı(n)ın ifadesi”dir. (31) Kendi kişisel geçmişini deşmekten geri durmaz anlatıcı, “tek aşk günahı” da (35) bundan payını alır. Ne var ki “büsbütün dağılmış zihni”yle (36), hep bir kafeste tıkılı kaldığını kurar.Dağılmış zihniyle eve döndüğünde de karabasanlarla boğuşmayı sürdürür. Huzursuzlukla çalkanırken anlar ki “kurbana ihtiyaç duyan bir din”in üyesidir aslında karşıdakiler. O, âdeta “diğerlerinin yararına ölmek için(.) seçil(miştir).” “Hayatta kalmak için yalnız başı(n)a savaşmak zorunda(dır)”, o kadar. (52, 54)“Herkes tarafından kınanmıştı(r)” belki ama bu sözler karşılığını bulmuş değildir yine de. Anlatıcı o soruyu yöneltir işte; “Çocuklarımızın bizi bağışlamasını nasıl sağlayacağız onlara böyle bir hayatı sunduktan sonra?” Sonuçta, “kuyruğunu kovalayıp duran, kendi kurtuluşu için kendi öz kızını kurban etmeye dünden razı olan da” kendisi değil midir? (56, 59, 60)Şu çağda çocuklarımıza Covid-19 sunduğumuza göre sorgulama anlatısı olarak bu yanıyla da Svevo’nun Cömert Şarap’ı okunası, berrak bir metin.İşte masanız, kitabınız, virüse inat gelsin o halde kadehiniz, iyi okumalar.ÖYKÜDENLİK…Nilgün Çelik; “Gelenler”…Öykücü olarak Nilgün Çelik’i, yayımladığı ilk öykü kitabıyla tanıdım: Gelenler (İndie, 2020). Yirmiye yakın öyküsünde gözümü kısıyorum, usta bir öykücü karşımdaki, yeniden bakıyorum, Tarık Dursun K’nin deyişiyle bir “Güzel Acemilik” sızıyor yine de bunlardan.Şöyle diyeyim; “Acur”, “Sürgün Yeri”, “Geri Alma”, “Gelenler” vb. düzeyli örneklerin yanında sönük kalanları ayıklamasını beklerdim doğrusu yazardan. Böyle bir seçim yapılmadığı görülebiliyor. O zaman kimilerinden âdeta gülmece havası sızarken, kimileri de çizgiselliğe göz kırpıyorBunun yanında sözcük seçimiyle yerleştiriminde de kimi eksikler dikkati çekiyor. “Ağlayım mı istersin?” (17), “kör denizin ahraz balığı” (32), “birini kaldırsan hepsi yıkılacak” (61) gibi demlenmiş söyleyişleri, ister istemez beklentiyi bu yönde pekiştiriyor.Şiir işçiliği olan Nilgün’ün öyküde direnmesini bekliyorum yine de. Çünkü o, öyküde ruhsal karmaşaya dayalı bir artalan yaratırken, 1. Bakışımlı diziliş yerine çaprazlama dizilişi yeğleyişiyle 2. Sıçramalı geçişlerinde ben’le öteki’ne dönük kaydırmalı sorgulayıcı tutumuyla anlatıya kıvraklık getirirken, bu yaklaşımıyla da dikkati çekiyor. Bu yolla okuru etkin kılıp, öyküyü birlikte deşmeye çağırıyor. Nilgün’den görece iyi bir başlangıç: Gelenler.www.sadikaslankara.com, her perşembe öykü-roman, tiyatro, belgesel alanlarında güncellenerek sürüyor.
Kaynak: CUMHURIYET.COM.TR
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.