Çanakkale
18 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    31.94
  • EURO
    34.50
  • ALTIN
    2336.1
  • BIST
    8960.89
  • BTC
    65754.82$

Beypazarı’nda köylüler maden istemiyor

Beypazarı’nda köylüler maden istemiyor
Beypazarı’na bağlı Doğanyurt Köyü’nde yapılmak istenen Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi’ne verilen “ÇED gerekli değildir” kararı köyde tepkiyle karşılandı. Köy meydanından maden sahasına yürüyen köy halk “Bu bizim için hayat meselesidir” dedi.
Beypazarı’na bağlı Doğanyurt Köyü’nde yapılmak istenen Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi’ne verilen “ÇED gerekli değildir” kararı köyde tepkiyle karşılandı. Köy meydanından maden sahasına yürüyen köy halk “Bu bizim için hayat meselesidir” dedi.

Demet ARAN

ANKARA (Anayurt) - Arkasını Batı Karadeniz ormanlarına, Köroğlu Dağlarına yaslayan Beypazarı’nın Doğanyurt Köyü, yükseklik farklarının da desteklediği önemli biyoçeşitliliği ile orman statüsünde bir köy iken Kalker Ocağı Projesi ile bu statü, 9 Nisan 2019 tarihinde Tarım Orman Bakanlığı Mera Komisyonu tarafından “mera” olarak değiştirilmişti. ÇED dosyasında Orman Genel Müdürlüğü kendilerinden izin alınması gerektiğini belirtmesine rağmen proje alanı “mera alanı” olduğu var sayılarak bu izin prosedürü işletilmedi.  Kalker ocağı yapılabilsin diye proje alanının statü değişikliği mevzuata uygun olmadan gerçekleştirildi. Şimdi de bu alanın mera alanı dışına çıkarılması ve şirkete tahsis edilmesi istemiyle Tarım İl Müdürlüğü gündeminde.

Doğanyurt Köyü sakinleri, köye zarar verecek olan Kalker Ocağı Projesi’ne karşı bir araya geldi. Köylülerin toplantısına TEMA Vakfı Ankara Temsilcisi Nevzat Özer ile Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği önceki başkanı Ahmet Demirtaş da katılarak desteklerini ifade etti. Toplantıda köylüler Özer ve Demirtaş’ın yaptığı bilgilendirmenin ardından proje alanının statüsünün değiştirilmesine karşı da yargı yoluna başvuracaklarını ifade etti.

Özer, Doğanyurt’a ilişkin “Buranın bağlarında geyikler geziyor. Kurtlar, ayılar, tilkiler. Çok zengin bir yaban hayatı var” derken Demirtaş, ruhsat alanına ilişkin şunları söyledi:

“Öyle bir yere yapılıyor ki Beypazarı’nın bozulmamış tarımının, en az tahribat görmüş fosil yataklarının yok olacağı bir alan. Bu fosiller de doğamızın bir parçası. Bunlara da ağaç gibi hayvan gibi bitki gibi sahip çıkmamız gerekiyor. Korumamız gerekiyor. Türkiye’de fosil olan alanlar zaten çok az, çok sınırlı yerlerde. Bu fosiller de hem bilimsel olarak hem Anadolu’nun geçmiş tarihini doğa tarihini anlayabilmek için son derece önemli.”

Köylüler de suyun, toprağın kalker ocağı ile kirlenmesini, ağaçların kurumasını istemediklerini dile getirdi. Doğanyurtlu bir kadın eylemde “Yüz yıllarca burada dedelerimiz, babalarımız yaşamış. Bizlerden de torunlarımıza kalsın istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Öte yandan Ekoloji Kolektifi de geçtiğimiz aylarda Doğanyurt’taki maden projesine ilişkin bir çalışma hazırlamıştı. Ceren Gamze Yaşar tarafından hazırlanan “Beypazarı-Doğanyurt Mera Alanı Üstünde Kurulması Planlanan Kalker Ocağı için Ekolojik ve Mekansal Bir Değerlendirme” başlıklı raporda bölgede tesisin yaratacağı etkilerin kapsamlı bir değerlendirmesine yer verilmişti.

HEM YAŞAM ALANI HEM DE KÜLTÜREL VE TARİHSEL MİRAS

Çalışmaya göre maden alanının çok yakınında 2 yerleşim yeri, yakınlarında 8 kırsal nitelikli yerleşim, 4 akarsu kolu, orman alanları, otlatma sahaları ve mera alanları, tarım alanları, 1. Derece arkeolojik SİT, 2. Derece Doğal SİT, iki Tabiat Parkı, İnözü Vadisi, Yaban Hayatı Koruma Alanı, Kirmir Vadisi, yakınlardaki 15 kırsal nitelikli yerleşimi birbirine, mera alanlarına veya Beypazarı ilçe merkezine bağlatan ve zarar görme ihtimali yüksek olan grup yolu bulunuyor.

Ayrıca alan, Batı Karadeniz bölgesinden İç Anadolu bölgesine geçiş alanında yer alıyor ve hızlı değişen takımın da yarattığı çeşitlilik ile zengin bir coğrafi ve iklimsel çeşitliliğe sahip. Köroğlu Dağları, İnövü Vadisi ve Kirmir Vadisi arasında ve Nallıhan Tepeleri doğa alanı içinde kalan bu alan pek çok kuş, hayvan ve bitki türüne ev sahipliği yapıyor ve bu türlerin bir kısmı yok olma tehdidi altında olan ve koruma altına alınan türler. Ayrıca Hırkatepe ve Sekli’de yoğunlaşmış ve ruhsat alanının bulunduğu coğrafyayı da kullanan kızıl geyikler ve Nallıhan Tepeleri doğa alanını kullanan küçük akbaba, sakallı akbaba ve kara akbaba türleri, yaban hayatı koruma alanını kullanan karacalar ve bölgeyi kullanan vaşaklar ve diğer pek çok yaban hayvanı için ruhsat alanı bir geçiş bölgesi ve yaşama alanı niteliğinde.

Yine raporda yer alan bilgilere göre ruhsat alanının bulunduğu vadi ve çevresinde çok sayıda fosil-taşlaşmış ağaç kalıntısı gözlenmiş ve ağaç fosillerinin ufak bir kısmı Beypazarı Tarih ve Kültür Müzesinin kayıtlarında da yer alıyor ve sergileniyor. Fosil orman olduğu düşünülmekte olan bölge taşlarının önemli bir kısmı taşlaşmış ağaçlardan oluşuyor.

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!