© İlk Duy 2024

Cumhurbaşkanı Erdoğan duyurdu! 27 Mayıs'ta açılıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İzmir'de camiden müzik yayını yapılmasına sert tepki göstererek "İzmir'de camilerin hoparlörlerine sızan alçaklar saygısızca yayınlar yaparken o ildeki CHP yöneticileri zevkten dört köşe sosyal medyada bu rezilliği aktarıyor" açıklamasını yaptı. Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan, 27 Mayıs'ta Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nın açılacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında AK Parti şehir başkanları, şehir bayan kolları başkanları, şehir gençlik kolları başkanları, megakent belediye başkanları, şehir belediye başkanları ve şehir genel meclis başkanlarının video konferansla katılımıyla 137. Genişletilmiş Şehir Başkanları Buluşması yapıldı.

Türkiye genelinde 90 nokta ve 378 birey ile yapılan en geniş katılımlı video konferans olma özelliği taşıyan buluşmaya Tarabya'daki Huber Köşkü'nden bağlanan Erdoğan, dünyanın tamamı gibi Türkiye'yi de etkileyen koronavirüs salgınının büyük miktarda hakimiyet altına alındığını söyledi.

'BAYRAM SONRASI KARAR VERECEĞİZ'

Salgının gerilemesiyle beraber sıradanlaşma takviminin de işlemeye başladığını anımsatan Erdoğan, bilgiler pozitif güzergahta izledikçe bu adımlara yenilerini eklemeye devam edeceklerini dile getirdi.

Erdoğan, henüz faaliyete geçmemiş iş yerleri ve sosyal alanlarla alakalı kararın da büyümelere göre bayram sonrası verileceğini belirterek, "Türkiye bu süreçte sıhhat mevzusunda dünyanın en iyi ülkelerinden biri olarak takdir toplamıştır. Genel sıhhat sigortamızın içericiliği sayesinde hiçbir yurttaşımızı mağdur etmedik. Sağlık Kurumularımızın, sıhhat personelimizin, ilaç ve vasıta gereç lüzumumuzun yeterliliğiyle de en minik bir beceriksizliğe, aksaklığa alan vermedik." diye konuştu.

Dünyanın pek çok yerinde yaşanan yeis verici görüntülerin hiç birinin Türkiye'de yaşanmadığını dile getiren Erdoğan, bakanlıklar ve tüm müesseselerin salgın sürecinin idarenmesinde büyük mücadele gösterdiğini, tarihi zaferlere imza attığını aktardı.

Erdoğan, ülkede ve tüm dünyada alınan önlemlerin yol açtığı ekonomik, sosyal ve beşeri kasvetlerin giderilmesi mevzusunda da zaferli bir süreç yönetimi gösterildiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Ekonominin çarklarının işlemesini ve istihdamı sürdürmek için pek çok takviye kutuyu büyüttük. Bugün geldiğimiz noktada her bakımdan, öbürlerini bir kenara vazgeçiyorum, gelişmiş ülkelerin bile ilerisinde bir yerde olduğumuzu görüyoruz. Her fırsatta tekerrür ettiğim gibi ülkemizde ve dünyada bir vakit daha günlük yaşam yeni kaidelere göre işlemek gidişatındadır.

Maske kullanımı, fiziki mesafe, paklik kaidelerine riayet diye özetleyebileceğimiz yeni bir kumpasa geçiyoruz. Türkiye olarak yalnızca bizim kendi hudutlarımız içinde bu salgını yenmemiz yetmiyor. Yakın etrafımız başta olmak üzere dünyanın tamamında salgın tesirsiz hale gelecek ki hep beraber rahat bir soluk alabilelim. O gün gelene kadar teyakkuz halinde olmayı sürdüreceğiz. En minik bir ilgisizlik salgının yine hortlamasına yol açabilir. Böyle bir gidişatın ne derece ağır ekonomik ve sosyal neticelere neden olabileceğini son iki ayda yaşadıklarımız sarihçe göstermiştir. Sizlerden şehirlerinizde maske, mesafe, paklik mevzusundaki uygulamanın tavizsiz yürütülmesini takip etmenizi istiyorum. Gördüğünüz beceriksizlikleri, aksaklıkları, alakalı müesseseler nezdinde gündeme getirerek şipşak ihtiyat alınmasını sağlamalısınız."

'HERKESİN SENE SONUNA KADAR ÖNÜNÜ GÖREBİLMESİNİ SAĞLADIK'

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugüne kadar salgının önüne geçilmesi noktasında gösterilen hassasiyeti bundan sonra da sürdürmekte kararlı olduklarını belirterek, politik ve ekonomik bakımdan yine şekillenecek dünyada kastedilen konuma gelerek, yapılan fedakarlıkların karşılığının alınacağına inandığını söyledi.

Yaşanılan her büyük kasvet gibi salgın sürecinin de bir sınav olduğunun şuuruyla çalışmaları yürüttüklerini ifade eden Erdoğan, bu sınavdan da surat akıyla çıkmak için tüm olanakları seferber ederek var eforla mücadele gösterildiğini anlattı.

Erdoğan, halkın her kesiminin lüzumlarına müteveccih ayrı çözümler üreterek yaşanılan yarıyılın menfi tesirlerini mümkün olduğu miktarda eksiltmeye, dağıtmaya çalıştıklarını belirterek, laflarını şöyle sürdürdü:

"Bugüne kadar 5,5 milyon dar kazançlı yurttaşımıza verdiğimiz biner lira karşılıksız nakit dayanağı ile insanlarımıza sahipsiz olmadıklarını gösterdik. Sanayicimize, esnafımıza, çiftçimize, çalışanlarımıza verdiğimiz yardımlar sayesinde herkesin sene sonuna kadar önünü görebilmesini sağladık. Gönlü ve kafası âmâ husumetle kararmamış olan herkes ne yaptığımızı ve ne kastettiğimizi gayet işi öğreniyor, görüyor, takdirini de her fırsatta ifade ediyor."

CAMİDEN MÜZİK YAYINI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana muhalefeti tenkit eterek, şunları kaydoldu:

"Buna karşılık ülkenin önüne takoz olmayı, halkın tarihine, kültürüne, kıymetlerine husumeti, devleti hırpalamayı esas politikayı haline getiren CHP yeniden o bildiğimiz çirkin suratını sergilemekten geri durmuyor. Ülke ve halk olarak birliğe, beraberliğe, kardeşliğe, dayanışmaya, morale en çok gereksinimimiz olduğu bir yarıyılda CHP'nin her oyuncuyu başka bir cephede mağlubiyetçilik, fitne, fesat peşinde koşuyor. İzmir'de camilerin hoparlörlerine sızan pespayeler hürmetsizce yayınlar yaparken o şehirdeki CHP idareyicileri zevkten dört köşe sosyal medyada bu rezilliği aktarıyor. 15 Temmuz gecesi de sela okunan camilere saldırıp imamları darbeden ezan, sancak, vatan düşmanı müstevli anlayış usunca rövanş alıyor. Bunların hayallerinde cami minarelerinden ezan sesi yerine başka bir ses dinlemek vardır. Bunu öğreniyoruz. Şundan emin olsunlar ki bu halkın son bireyinin, son damla kanı da toprağı nemlendirmeden o hayallerine kavuşamayacaklardır."

Erdoğan, herkesin gıptayla takip ettiği sıhhat altyapısını geliştirdiklerini, birilerinin yeniden çıkıp hazımsızlığını ifşa ettiğini aktararak, şunları kaydoldu:

"Hem bu salgın yarıyılındaki olası gereksinimleri karşılamak hem de sıhhat sistemimize kalıcı katkı sağlamak emeliyle yaptığımız sağlık kurumulara balçık atıyorlar. Suriye'deki, Libya'daki harekatlarımıza yöneltilen tenkitlerin gerisinde, Türkiye'nin yükselişinden dinlenen rahatsızlık olduğunu da öğreniyoruz. Hiç yanılgıya bakmasınlar, ülkemizin ve ulusumuzun aydınlık geleceği için bunları rahatsız etmeyi daha çok sürdüreceğiz. Senelerdir ağızlarından köpükler saçarak, kalemlerinden kan damlatarak bize saldıranların hepsinin de foyaları birer birer ortaya dökülüyor. Meğerse bunların hepsi de bize yönelttikleri ithamların çok daha beterini kendileri bilfiil istiyorlarmış. Bu ülkenin, bu milletin ortak kıymetlerini yaptıkları hırsızlıkları örtmek için bir kalkan gibi kullanarak, istismar ettiklerini artık herkes görüyor. Natürel bunların hiçbiri bizi ilgilendirmiyor. Hukukun mevzusu olan işleri yargı, yönetin mevzusu olan işleri alakalı müesseseler takip edecek. Hükümet olarak biz programımızı, tasarılarımızı, projelerimizi yaşama geçirmek için çalışacağız. Sizler de iktidar partisi ismine tüm bu süreçlerin hakkıyla yürütülüp, yürütülmediğini koruyacak, beceriksizlikleri tespit edip bize bildireceksiniz."

'18 SENEDE TÜRKİYE'YE ÇAĞ ATLATTIK'

Erdoğan, bu kavrayışla 18 senede Türkiye'ye çağ atlattıklarını ifade ederek, hep beraber ülkeyi 2023 gayelerine eriştirdiklerini de göreceklerini ifade eden Erdoğan, "CHP'nin başındaki zatın hezeyanlarına yanıt vermek zorunda kalma hususundaki ızdırabımı çok iyi öğreniyorsunuz. Şu kutlu günde de aynı ızdıraba maruz kalma pahasına, geçtiğimiz günlerde dile getirdiği 'buhran' ithamına değinmek istiyorum. Türkiye için buhran yabancı bir kavram değildir. Bu ülke geçmişte CHP yarıyıllarında, ulusuna verecek yeterli ekmek bulamadığı için, ekmeği karneyle dağıtma buhranını yaşamıştır. Yaşatan kimdir? CHP." diye konuştu.

Ülkenin geçmişte, korunma sanayisinin esas müesseselerinin kapılarının şuurlu bir biçimde kapatılması buhranını yaşadığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Yaşatan kimdir? CHP. Bu ülke geçmişte demokrasiyi sarih rey, saklı tasnif olarak gören faşist kafanın yol açtığı nice baskı ve eziyet buhranı yaşamıştır. Yaşatan kim? CHP. Bu ülke geçmişte yağdan gaza, pirinçten benzine kadar tüm esas yiyecek maddelerin yokluğundan kaynaklanan kuyruklar buhranı yaşamıştır. Yaşatan kim? CHP. Bu ülke geçmişte hastane kapılarında yığılan insanlarının tetkik olacak hekim, muayene yaptıracak aygıt, şifa için alacak ilaç bulamama buhranı yaşamıştır. Yaşatan kim? Başta Bay Kemal ve CHP. Bu ülke geçmişte evlatlarını yollayacak yeterli yüksek öğrenim müesseseyi bulamama, oraya kadar gelebilen kız çocuklarının da başörtüsünden dolayı içeri alınmama buhranı yaşamıştır. Yaşatan kim? CHP. Bu ülke geçmişte darbe, cunta, ara yarıyıl özlemcilerin yol açtığı pek çok buhran yaşamıştır. Peki hepsinin artta olan kim? CHP. Bu misalleri saatlerce saymak olasıdır."

'KÜRESEL BİR KRİZ YALNIZCA ÜLKEYE MAHSUS GÖSTERİLMEYE ÇALIŞILDI'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geçmişte böylesine buhran misalleriyle dolu bir partinin bugün suratı hiç kızarmadan hükümetimizi tenkit etmeye kalkmasını herkes gibi biz de acı bir tebessümmeyle karşıladık." dedi.

Küresel bir krizi yalnızca Türkiye'ye mahsus gibi göstermeye çalışarak, reeli karartma girişiminde bulunmalarının da ayrı bir algı sapması olduğunu aktaran Erdoğan, şunları söyledi:

"Oysa salgın yarıyılında dünya çapında 5 milyar insan konutta kalırken 2,7 milyar insan da çalışmaya ara vermiştir. Salgın başladığında ülkemizde emin bir kesimin ve özellikle CHP kanadının eksantrik bir coşkuya kapıldığını herkes gibi sizler de fark etmişsinizdir. Bunların hesabına göre salgın ülkemizi kasıp kavuracak, tüm fabrikalar kapanacak, toprak işlenmeyecek, istihdam çökecek, ekonomi yerle yeksan olacak, halk başkaldırı edecekti. Böylece hükümet devrilecek, alan da kendilerine kalacaktı. Ülkenin ve halkın trajedisinden kendilerine iktidar çıkarma arzuyu, krizi fırsata çevirme coşkuyu bir kere daha tüm benliklerini kaplamıştı. Natürel yeniden hüsrana uğradılar. Rabb'imin takviyeyi ve ulusumuzun dayanağıyla bu salgın krizini en az zararla geride vazgeçiyoruz."

'CHP, HER ZAMANKİ GİBİ YAPICI POLİTİKA YERİNE DEVİRİCİ MUHALAFETİ SEÇİM ETTİ'

"CHP Genel Başkanı'nın buhrandan çıkış diye dillendirdiği hususların hiçbiri de sadra şifa olacak bir teşhis veya öneri kapsamıyor." diyen Erdoğan, CHP'nin her zamanki gibi yapıcı politika yerine devirici muhalefeti seçim ettiğini söyledi.

Ana muhalefetin Türkiye'nin son 18 senedeki kazanımlarının hepsini yerle bir edip ülkeyi daha öncekine götürmeye maksadı dışında hiçbir yeni ve us mahsulü önerisine tesadüfmediğini dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Gerçi bunlar hep böyleydiler. Biz Türk lirasını 6 sıfır atarak yine haysiyetli hale getirdiğimizde bunlar ona da karşı çıkıyorlardı. Biz 2008 küresel krizinin ülkemizi teğet geçeceğini söylediğimizde facia tellallığı yaparak bize saldırıyorlardı. Biz enflasyonu yüzde 63'ten hamdolsun tek haneli sayılara düşürdüğümüzde bunu takdir etmek yerine anlamsız bir karın sızısıyla tenkit etmeyi sürdürüyorlardı. Ülkemizde faiz çift haneli sayıdayken bunu da yeniden tek haneli sayıya düşürdüğümüzde yeniden aynı biçimde zil takıp oynuyorlardı. Ülkemizde 9 milyona yakın yeni istihdam oluşturduğumuz halde ısrarla ve inatla 'can verdik, bittik' türküsü söylemeye devam ediyorlardı. İhracatı 36 milyar dolardan 180 milyar doların üzerine çıkarttığımızı gördükleri halde kamuoyuna aralıksız karamsarlık havası pompalamaktan bırakmıyorlardı. Ülkemize gelen turist rakamını 16 milyondan 51 milyona, turizm kazancını 12 milyar dolardan 35 milyar dolara çıkarmış olmamıza karşın bunlardan pozitif tek laf dinleyemedik. Andırın; Merkez Bankası rezervimiz misyonu devraldığımızda 27,5 milyar dolardı, bunu Başbakanlığım yarıyılımda bu sayıyı biz 135 milyar dolara çıkardık ama rastgele bir takdir ifadesi yeniden duymadık."

Erdoğan, emekçi ve memurlardan emeklilere kadar ülkedeki tüm kesimlerin kazançlarında geçmişle kıyas edildiğinde çok büyük gerçek çoğalışlar sağlanmasına karşın muhalefetin ithamlarından kurtulamadıklarını aktardı.

'HALKIM HESABINI SORAR

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlığı yarıyılında misyon verdiği bazı adların yaptıklarını tenkit eterek, şöyle devam etti:

"Başbakanlığım yarıyılında bakan, bürokrat olarak misyon verdiğimiz kimi adların da şimdi bunlarla aynı teraneleri mırıldanıyor olmasını yeisle takip ediyorum. Politikain esasında millete karşı samimi olma vardır. Düşünün bakan vaziyetinde olanlar ya da daha değişik misyonlar verdiğim bireyler şimdi değişik bir biçimde hamle içindeler. Ya sen bakansın, atılan bir adımda Başbakan'ın onayı olmadan sen o adımı atabilir misin? Şimdi nasıl oluyor da sanki o işleri kalkıp 'Ben, ben, ben...' Ne beni ya, nasıl oluyor? Bir başbakan onay vermeyecek, sen kalkacaksın bir bakan olarak adım atacaksın? Bunu kime yutturuyorsunuz? Öyle kalkıp YouTube'larda, topladığınız emin adımlarla sonuç almanız mümkün değil. İyi olan her şeyi biz şu anda takdir edecek insan arıyoruz. Makûs olan her şeyi bize devirme hesabı içerisinde olanlara da zati halkım hesabını sorar. Bu halkın vicdanından her şey Allah'ın izniyle döner. Biz yaşamımızın her yarıyılında olduğu gibi bundan sonra da beceriksiziyle aşırısıyla yürüttüğümüz misyonlardaki tüm mesullüğü üstlendik, üstlenmeye de devam edeceğiz."

KILIÇDAROĞLU'NA TENKİT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu tenkit eterek, şunları söyledi:

"CHP Genel Başkanı'nın ise güya ülkeyi buhrandan çıkarmak için sıraladığı başlıklara baktığımızda çoğunun kendilerini taraf ettiğini görüyoruz. Mesala; israf diyor, ya kendi belediyelerinizdeki rezaletlere hiç dönüp bakmıyor musunuz? Gözünü halk hizmet için yapılan sağlık kurumulara dikiyor. Tüm dünya bizden kamu-özel ortaklığı modelini misal alırken, Antalya G-20 Buluşması'nda 'Bize şu kamu-özel ortaklığını bir anlatsana.' dediler. Ben Antalya G-20 Buluşması'nda kamu-özel ortaklığını anlattım. Ama Bay Kemal ve avanesi hala bu kamu-özel ortaklığını kavramadılar, kavrayamazlar, çünkü onların sıkleti bunu sürüklemez. CHP şimdi buna karşı çıkıyor, Düşünün bu zat Sosyal Sigortalar Kurumu'nin başında bulundu. Sosyal Sigortalar Kurumu'nin başında bulunduğu zaman sağlık kurumularda halimiz neydi andırın. Ne vasıta-gereç ne aygıt ne ilaç bunların hiçbiri yoktu. Vatandaş kuyruklarda sersefildi ve sefalet kol dolaşıyordu. Rahmetli Savaş Ay'ın programını andırın. O programda bu beyefendi yanıt vermekten acze düşüyordu. Zati o rezalet ona yeterli. Şu anda o zaman o çekimin yapıldığı Okmeydanı Sosyal Sigortalar Kurumu Hastanesi'ni, bu Kovid-19'da rahmetli olan Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu'nun ismiyle biz sıfırdan yaptık. Orası Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu Kent Hastanesi olarak dört dize hizmet veriyor. 'Bay Kemal, zahmet olmazsa ziyaret edin, görün.' Bak senin o çekimin yapıldığı hastane şimdi ne halde."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun "merkez-mahallî" balansı istikametindeki söylemelerini de tenkit eterek, şunları kaydoldu:

"Merkez-mahallî balansı diyor. Kendi belediyeleri mesullüklerini yerine getiremediği için onların vazifelerini bakanlıklarımızın üstlendiğinden hiç laf etmiyor. İşte İzmir, öğreniyorsunuz suyu belediyelerin su yöneti getirir, İzmir'de susuzluk baş göstermişti ve İzmir'in suyunu o zaman biz Devlet Su İşleri ile yapmıştık. Aynı şey Van için de geçirli. Van'da da bunu yaptık. Oysa biz belediyelerin bütçeden aldıkları hisseleri geçmişte hiç olmadığı kadar yüksek oranlara getirdik. Bunların tasaları hizmet etmek değil, gösteri yapmak. Olanların üzerindeki makyajlar şu anda dökülmeye başladı. Ulusa hizmetten başka amaçları olmayan, merkez-mahallî iş birliğinin en hoş misallerini sergileyen Vefa Sosyal Takviye Gruplarına bir PKK'nın bir de CHP'nin saldırmış olması bunun kanıtıdır. Bunların birbirinden farkı yok. 'Liyakat' diyor, AK Parti yarıyılında kamuya tüm alımların merkezi imtihanla yapıldığını görmezden geliyor."

27 MAYIS'TA AÇILIYOR

Erdoğan, 27 Mayıs'ta Demokrasi ve Serbestlikler Adası'nın açılacağını belirtti.

Kaynak: Anadolu Ajansı

GŞÖHRETİN EHEMMİYETLİ HABERLERİ

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER